2 Aralık 2011 Cuma

İSKENDER - ELİF ŞAFAK

                                     
                                         Elif Şafak'ın son kitabı çıktııııııı! =)
              Şafak'ın yazı dilini beğeniyorum,farklı ve akıcı.Kitapları çok fazla satılıyor bu yüzden de insanda bir merak uyandırıyor:Neden bu kadar satılıyor? Ben de alıp bi' okuyayım!
               Kitabı anlatmadan önce kendisiyle ilgili bir anımı anlatmak istiyorum: İki sene önce Kocaeli Kitap Fuarında kendisini dinlemeye gittim.Ne kadar zarif bi bayan olduğunu ve ne kadar tatlı konuştuğuna tanık oldum:) Konuşma bittikten sonra bir kitabını aldım ve imzalatmak için upuzuuuuunnn kuyruğa girdim başladım beklemeye,bi yandan da arkadaşlarla laflamaya:) Biri Elif  Hanım'ın vakti doldu,gidecek diye duyuru yaptı.Ben de neeeee orjinal kitap almışım ve o kadar sıra beklemişim asla imzalatmadan gitmem dedim:) Sonra sıra bozuldu kimisi gitti kimisi son kez imzalayın son kez son kez lütfeeenn diyordu (ben ikinci gruba giriyorum:D) neyse efenim arka sıralardan geldim ön tarafa ve kitabı uzattım ona doğru,,imzalanmayı bekleyen birçok kitabın arasına...Elif Şafak gözünün içine sokulmaya çalışılan birçok kitaba şöyle bir baktı ve benim kitabımı aldı (Mahrem).Bu kitap kimin dedi ve ismimi sordu.Alıp imzaladı,,imzalanan son kitaptı:) Kendimi milyoner filmindeki küçük Jamal'ın sevdiği sanatçının posterini elinde tuttuğu sahnedeki gibi hissettim :D sonradan öğrendim ki Mahrem kitabının Elif'te farklı bir yeri varmış,,nedendir bilmem:)
                
                  Aşk aranmadan evvel,düşün bir,
                  ya benden nasıl bir aşık olur?
                  İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır.

                  Sen kavgacı isen,ha bire öfkeli,
                  aşkı da bir cenk gibi yaşarsın.
                  Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur.

                  Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır.
                  En derin yaralar ailede açılır,
                  kabuk tutsa bile kanar hikaye,içten içe...

                  Attığınız her adım,yaptığınız her işte
                  kendimizi yansıtırız.
                  Budur çözülmesi gereken bilmece...


       Mutsuz sonlardan nefret edenler var mı? O halde hiç başlamayın bu romana!
 Kitabı anlatmayacağım çünkü bilmece sonlara doğru çözülüyor,büyüyü bozmayayım.Olaylar daha çok ikiz olan Pembe,Cemile ve Pembe'nin kocası Adem,Çocukları İskender,Esma ve Yunus arasında geçmektedir.Birçok kişiden bahsedildiği için kitabın ilk sayfasına soyağacı çizilmiş:) Pembe,ikizinin sevdiği adamla evlenir ve Londra'ya yerleşir.Karakter olarak aralarında inanılmaz uçurumlar olan 3 çocuğu olur,,Ademin de Pembenin de sevgilileri olur,,Seneler sonra ikizi Cemile (hiç evlenmemiş bir ebe) Londra'ya gelir,,olaylar dizisi ve İskender hapse girer.Çok genel anlatımı budur:)

                 Hani bazı kitaplar vardır ya "acaba ileriki olaylarda ne olacak" diye merak ederek okursun.İşte bu da o kitaplardan:) Ben beğendim,bilemem siz nasıl bulursunuz ama tavsiye ederim:)


ALTINI  ÇİZDİĞİM  SATIRLAR



***İskender dünyayı yönetmek,Esma hepten değiştirmek isterken,Yunus'un tek arzusu alemi anlamaktı.O kadar.
***Cemile küçük Yunus'a kraliçeyi görüp görmediğini,gördüyse neye benzediğini sormuştu.O da yanıtlamıştı.
      Kraliçe sarayda yaşar.Saray öyle büyüüüükkkkiii içinde kaybolur.Ama bulup tahtına oturturturlar.Her gün farklı elbise giyer ve komik şapga takar.Şapgayla elbiseyin aynı renk olması şart.Elleri yumşak ve beyaz Çünkü eldiven giyer ve kirem sürer.Bulaşık yıkamaz.Okulda resmini gördüm.İyi birine benziyor.
 ::)))))
***Gelecek onun için bir vaatler ülkesiydi.Henüz görmemiş olmakla birlikte parlak ve güzel olduğuna emindi.Bir sonsuz potansiyeller diyarıydı yarın.Pembenin kendini geleceğe böylesine adayışını açıklayabilecek tek bir kelime vardı:"inanç"-görmeden inanma yetisi.
***Adem içinse bir mabetti geçmiş.Güvenilir,sağlam,değişmez ve hepsinden önemlisi kalıcıydı.
***Bir oğlan çocuğundan erkek çıkaracak iki şey vardır bu dünyada.Unutma! Birincisi bir kadının aşkıdır.İkincisi de başka bir adamın nefreti.
*** Bir kılıca dikkatlice bakarsan,üzerindeki menevişleri görebilirsin.Suyun bu kadar sert ve sağlam malzemede iz bırakabilmiş olması şaşırtıcı gelebilirdi.Oysa hünerli ustalar bilirdi ki metalisertleştirmenin yolu onu önce ateşte ısıtmak,sonra suya daldırmaktı....Erkekler için de aynı.Aşkla ısıtmak gerekir onları,nefretle sertleştirmek.
***Gerçek dünya,içindeki gerçek insanlarla,toprağa bulanmış şekere benzermiş.Tadı güzel de olsa,yenmeyecek türden.
***Bir adamın aşkı mizacının devamıdır,evlat!
***Kimse bir elmasın sahibi olmazdı ki;insan onun koruyucusu olurdu ancak.Her yeni "efendi",elmasın seyahatindeki bir moladan başka birşey değildi.
***İnsan yüreği soba gibi.Sıcaklık üretiyor,enerji yayıyoruz.Ama başkalarını suçlayınca,onları karalayınca,dedikodu yapıp kem konuşunca,enerji kaybolur.Yüreğimiz soğur.
***Evren yuvarlak;çemberde iki yay var.Biri yükselen,biri alçalan.Her insan durmadan hareket halinde.Bazısı iner,bazısı çıkar.Yükselmek istiyorsan,en çok kendini eleştir.Kendi hatalarını görmeyen asla iyileşemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder