17 Aralık 2011 Cumartesi

MAYMUNLAR CEHENNEMİ BAŞLANGIÇ - RISE OF THE PLANET OF THE APES


Yapım : 2011-ABD
TÜR: Bilim Kurgu,Aksiyon,Dram,Gerilim,Macera

·         Liderliği maymun Ceaher’den,,kusursuz itaati ve birliktelik ruhunu da diğer maymunlardan öğreneceğiz!!!!!
Neyden bahsediyorsun sen yaa deli kız demeyin ben çok ciddiyim;) Filmin özüne bakmak lazım,sdece görüntü showuna değil.Ben de CD cimin tavsiyesi üzerine almıştım filmi.Aslında bilim-kurgu olduğu için biraz tereddüt etmiştim ama film hiç de fena çıkmadı.Eğer kendinizi vererek izlerseniz bazı sahnelerde duygulanacağınıza eminim.Nasıl olursa olsun tüm bilim-kurgulardan nefret ediyorum derseniz de diyecek birşey yok tabi.O zaman size de başka filmler araştırırım:))



Alzheimer hastalığına çare bulmak için maymunlar üzerinde bazı deneyler uygulanır.Anne maymun saldırganlığından dolayı öldürülür,fakat araştırmacıların onun bir yavrusu(Ceaher) olduğundan haberleri yoktur.Çünkü Wild ona zarar verilmesin diye gizlemiş ve evinde bakmıştır.Anne maymuna önceden zeka geliştirici iğneler yapıldığı için aynı özellik Ceaher'e de geçmiştir...Hatta zekası öylesine hızlı gelişiyor ki beden diliyle anlaşabiliyor ve  çok iyi satranç oynayabiliyor.
Filmin çok özel bir noktasını yakaladım ve paylaşmak istiyorum.İnsanlar keyfiyeten maymunlara zarar veriyor,dalga geçiyor ama Ceaher(lider maymun),diğer maymun arkadaşları bi insanı öldürmek istediklerinde onları ikaz ediyor ve izin vermiyor.
Tanıdık geldi bu nokta öyle değil mi? Yok tanıdık gelmedi diyeniniz varsa,,Aynı dünyada mı yaşıyoruz acaba arkadaşım? =)=) 


Filmi internetten izlemek isteyenler için kolaylık olsun,buyrun buradan:) Tek Part ve görüntü kalitesi fena değil.İyi Seyirler



9 Aralık 2011 Cuma

AHİ EVRAN-I VELİ,FELSEFESİ ve AHİLİK KÜLTÜRÜ



        

            Memleketim Kırşehir'in tarihine anlam katan dervişin hayatını anlatmak istedim bu kez.Bu sayede Ahi Evran Üniversitesi'nin adının nereden geldiğini de öğrenmiş olacağız.Ayrıca Ahi Evran Mahallesinde oturduğumu da söylemeden geçemicem :D
            TRT belgeselini izlerken edindiğim bilgileri aktaracağım.Hani kaynağı da söyleyeyim de sonradan şey olmasın:P
            Önce Ahi nedir,Ahilik nedir,kuralları nedir sorularına cevap bulalım. Ahilik=Ahi Evran Hazretleri tarafından Hacı Bektaş-ı Veli  hazretlerinin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Bugünkü anlamda sivil toplum kuruluşudur.Ahi diye tabir edilen ise dürüst esnaftır.Ahiliğin Kuruluş Felsefesi=> Allah insanları yemek,içmek,evlenmek,mesken edinmek gibi birçok şeye muhtaç olarak yaratmıştır.Hiçkimse bu ihtiyaçları kendi başına karşılayamaz.Toplum çeşitli sanat kollarını yürüten insanlara muhtaç olduğuna göre,bu sanat kollarını yürüten çok sayıda insan belli bir yere toplanmaları ve herbirinin belli bir sanatla meşgul olmaları gerekir.Ki toplumun bütün ihtiyaçları görülmüş olsun. Ahilik vasıtasıyla ticaret hayatı; üretim yeterliliği,kalitesi,iş felsefesi,üretim felsefesi,kurumsal olma kavramlarıyla tanıştı ->>(Can alıcı noktadır burası;) aynı bölümde okuduğum arkadaşlarm için çok şey ifade edecektir;) Amacı; işini en iyi şekilde yapan,adaletli,dürüst,ahlaklı esnaflar yetiştirmek.Şöyle bi düşündüm de,,,Ahi Evran inanılmaz zor bir işe soyunmuş bence Çünkü adaletli,dürüst bi doktor,mühendis,muhasebeci vs.yetişir belki ama esnaf................bilmiyorum!!!
              Anadolu ahilik teşkilatının yüzyıllar boyu ayakta kalmasını sağlayan en önemli şey,kurumsal yapısıdır.Bakınız eski bir kaynakta ne yazıyor:   İnsanların birarada çalışması,sanatkarlar arasında rekabet ve çatışmaya sebep olabilir.Çünkü bunların herbiri kendi ihtiyacına yönelince,menfaatler çatışması ortaya çıkabilir.Karşılıklı affetme ve hoşgörü olmadığı zaman kavga ve ihtilaf ortaya çıkar.(( Pardon!ne hoşgörüsünden bahsediyoruz,ne kavgasından bahsediyoruz:) savaş çıkıyor savaaş:) )) O halde insanlar arasındaki ihtilafı halledecek kanunlar koymak gereklidir.Tabi o zamanki kanunlar bu devirde işlemez ama nasıl yaptıklarına bir bakın=> Malını düzgün üretmeyen esnaf önce ikaz edilir.İkazı anlamazsa pabucu dama atılır( dikkat!bu bir deyim değil:)) Bu ceza türü,insanların içinde ve çarşının ortasında yapıldığı için yaptırımcıymış.Dahası var..Ayrıca o kişinin bir daha işyeri açmasına izin verilmezmiş.Ocağına incir ağacı misali yani:)
            Şimdilerde yapılar,değerler o kadar büyük bir hızla bozuluyor ki nerdeyse ışık hızında...ne kural koyarsan koy,ne yaparsan yap nafile.İnsanın içine ahlak tohumları atılmadıktan sonra,,herşey boş! Günümüzde iş ahlakı falan da kalmadı ayrıca.Yükselmek,kazanmak için gözün kapalı herşeyi,herkesi ez geç.Sonunda zafer senin olsun da hangi yoldan olursa olsun.
             Ahilerden bahsetmişken şu hiyerarşi sisteminden bahsetmeden geçmemek gerek:) Yamak->Çırak->Kalfa->Usta->Yolatası->Ustabaşı->Yiğitbaşı->Ahibaba
             Gerçek adı Mahmud Bin Ahmed olan Ahi Evran,yalnızca deri ustalarının değil,ondan başka 32 çeşit esnaf zümresinin lideri ve Anadolu Ahilik Teşkilatının kurucusudur.1171 senesinde İran’ın batı Azerbaycan taraflarında bulunan Hoy kasabasında doğmuştur.Sonraları Anadoluya gelir ve Kayseri'ye yerleşir.Burada halka debbağlığı (hayvan derilerini işleyerek kullanılır hale getirilmesini sağlayan sanat)öğretir.Oradan ayrılır Konya'ya yerleşir,burada ders vermeye başladıktan bir yıl sonra Mevlana'nın hocası Şems-i Tebrizi öldürülüyor.Ve cinayete Ahi Evran'ın adı karışıyor :-0 (enteresan bi bilgi oldu benim için.Çünkü Mevlana ve Şems ile ilgili okuduğum kitaplarda bundan bahsedilmemişti).Halk arasında iki dedikodu dolaşır.1.si; Mevlana'nın oğlu Alaaddin'in öldürmüş olacağı 2.si ise;Ahilerin. Aslında neden sadece ahilerin isminin karıştığını anlayamadım:S çünkü sadece ahiler değil nerdeyse tüm halk nefret ediyordu Şems'ten.
             Alaaddin ve Ahi Evran eş zamanlı olarak Kırşehir'e gelirler.Ve bu şehir Ahi Evran için son duraktır artık!Moğollar,Kösedağ yenilgisinden 17 yıl sonra ikinci kez Anadoluya giriyor ve 93 yaşındaki Ahi Evran'ı öldürüyorlar.Aynı şekilde Alaaddin de ölüyor.
             Ahi Evran,Kırşehir'e geldikten sonra teşkilatın gelecek yıllara daha sağlam taşınabilmesi için altyapıyı kuruyor.Ve onun vefatından sonra bu gelenekler devam ediyor ve her ilde Ahi Evran vakıfları ortaya çıkıyor.Her yılın ekim ayında birçok ilde Ahilik Haftası coşkuyla kutlanır.Bu "coşkuyla" kelimesini çok kullanmak istedi canım:D Kutlamalarla ilgili kendi çektiğim fotoğrafları koymak istiyordum ama bi türlü bulamadım onları.Neyse nasip kısmet



Kırşehir Belediye Başkanı & Mustafa Ceceli :)





             Seneye,Ahiliğin anavatanı Kırşehir'e şenliklere katılmak isteyenlerin otobüs biletleri benden =P =P sonra Termal Kaplıcaya gider bi güzel rahatlarsınız hehehehhhhhhh
              Kapanışı Usta'nın Çırağa nasihatiyle yapayım:)
             
                               AHİLİK NASİHATI
                        ( Ustanın Çırağına Nasihati )


                                               •Kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol 
                                   • Harama bakma.
                                   • Haram yeme.
                                   • Haram içme.
                                   • Doğru , sabırlı , dayanıklı ol.
                                   • Yalan söyleme.
                                   • Büyüklerden önce söze başlama.
                                   • Kimseyi
kandırma.
                                   • Kanaatkar ol.
                                   • Dünya malına tamah etme.
                                   • Yanlış ölçme , eksik tartma.
                                   • Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini
,hiddetli iken yumuşak davranmasını bil

2 Aralık 2011 Cuma

İSKENDER - ELİF ŞAFAK

                                     
                                         Elif Şafak'ın son kitabı çıktııııııı! =)
              Şafak'ın yazı dilini beğeniyorum,farklı ve akıcı.Kitapları çok fazla satılıyor bu yüzden de insanda bir merak uyandırıyor:Neden bu kadar satılıyor? Ben de alıp bi' okuyayım!
               Kitabı anlatmadan önce kendisiyle ilgili bir anımı anlatmak istiyorum: İki sene önce Kocaeli Kitap Fuarında kendisini dinlemeye gittim.Ne kadar zarif bi bayan olduğunu ve ne kadar tatlı konuştuğuna tanık oldum:) Konuşma bittikten sonra bir kitabını aldım ve imzalatmak için upuzuuuuunnn kuyruğa girdim başladım beklemeye,bi yandan da arkadaşlarla laflamaya:) Biri Elif  Hanım'ın vakti doldu,gidecek diye duyuru yaptı.Ben de neeeee orjinal kitap almışım ve o kadar sıra beklemişim asla imzalatmadan gitmem dedim:) Sonra sıra bozuldu kimisi gitti kimisi son kez imzalayın son kez son kez lütfeeenn diyordu (ben ikinci gruba giriyorum:D) neyse efenim arka sıralardan geldim ön tarafa ve kitabı uzattım ona doğru,,imzalanmayı bekleyen birçok kitabın arasına...Elif Şafak gözünün içine sokulmaya çalışılan birçok kitaba şöyle bir baktı ve benim kitabımı aldı (Mahrem).Bu kitap kimin dedi ve ismimi sordu.Alıp imzaladı,,imzalanan son kitaptı:) Kendimi milyoner filmindeki küçük Jamal'ın sevdiği sanatçının posterini elinde tuttuğu sahnedeki gibi hissettim :D sonradan öğrendim ki Mahrem kitabının Elif'te farklı bir yeri varmış,,nedendir bilmem:)
                
                  Aşk aranmadan evvel,düşün bir,
                  ya benden nasıl bir aşık olur?
                  İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır.

                  Sen kavgacı isen,ha bire öfkeli,
                  aşkı da bir cenk gibi yaşarsın.
                  Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur.

                  Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır.
                  En derin yaralar ailede açılır,
                  kabuk tutsa bile kanar hikaye,içten içe...

                  Attığınız her adım,yaptığınız her işte
                  kendimizi yansıtırız.
                  Budur çözülmesi gereken bilmece...


       Mutsuz sonlardan nefret edenler var mı? O halde hiç başlamayın bu romana!
 Kitabı anlatmayacağım çünkü bilmece sonlara doğru çözülüyor,büyüyü bozmayayım.Olaylar daha çok ikiz olan Pembe,Cemile ve Pembe'nin kocası Adem,Çocukları İskender,Esma ve Yunus arasında geçmektedir.Birçok kişiden bahsedildiği için kitabın ilk sayfasına soyağacı çizilmiş:) Pembe,ikizinin sevdiği adamla evlenir ve Londra'ya yerleşir.Karakter olarak aralarında inanılmaz uçurumlar olan 3 çocuğu olur,,Ademin de Pembenin de sevgilileri olur,,Seneler sonra ikizi Cemile (hiç evlenmemiş bir ebe) Londra'ya gelir,,olaylar dizisi ve İskender hapse girer.Çok genel anlatımı budur:)

                 Hani bazı kitaplar vardır ya "acaba ileriki olaylarda ne olacak" diye merak ederek okursun.İşte bu da o kitaplardan:) Ben beğendim,bilemem siz nasıl bulursunuz ama tavsiye ederim:)


ALTINI  ÇİZDİĞİM  SATIRLAR



***İskender dünyayı yönetmek,Esma hepten değiştirmek isterken,Yunus'un tek arzusu alemi anlamaktı.O kadar.
***Cemile küçük Yunus'a kraliçeyi görüp görmediğini,gördüyse neye benzediğini sormuştu.O da yanıtlamıştı.
      Kraliçe sarayda yaşar.Saray öyle büyüüüükkkkiii içinde kaybolur.Ama bulup tahtına oturturturlar.Her gün farklı elbise giyer ve komik şapga takar.Şapgayla elbiseyin aynı renk olması şart.Elleri yumşak ve beyaz Çünkü eldiven giyer ve kirem sürer.Bulaşık yıkamaz.Okulda resmini gördüm.İyi birine benziyor.
 ::)))))
***Gelecek onun için bir vaatler ülkesiydi.Henüz görmemiş olmakla birlikte parlak ve güzel olduğuna emindi.Bir sonsuz potansiyeller diyarıydı yarın.Pembenin kendini geleceğe böylesine adayışını açıklayabilecek tek bir kelime vardı:"inanç"-görmeden inanma yetisi.
***Adem içinse bir mabetti geçmiş.Güvenilir,sağlam,değişmez ve hepsinden önemlisi kalıcıydı.
***Bir oğlan çocuğundan erkek çıkaracak iki şey vardır bu dünyada.Unutma! Birincisi bir kadının aşkıdır.İkincisi de başka bir adamın nefreti.
*** Bir kılıca dikkatlice bakarsan,üzerindeki menevişleri görebilirsin.Suyun bu kadar sert ve sağlam malzemede iz bırakabilmiş olması şaşırtıcı gelebilirdi.Oysa hünerli ustalar bilirdi ki metalisertleştirmenin yolu onu önce ateşte ısıtmak,sonra suya daldırmaktı....Erkekler için de aynı.Aşkla ısıtmak gerekir onları,nefretle sertleştirmek.
***Gerçek dünya,içindeki gerçek insanlarla,toprağa bulanmış şekere benzermiş.Tadı güzel de olsa,yenmeyecek türden.
***Bir adamın aşkı mizacının devamıdır,evlat!
***Kimse bir elmasın sahibi olmazdı ki;insan onun koruyucusu olurdu ancak.Her yeni "efendi",elmasın seyahatindeki bir moladan başka birşey değildi.
***İnsan yüreği soba gibi.Sıcaklık üretiyor,enerji yayıyoruz.Ama başkalarını suçlayınca,onları karalayınca,dedikodu yapıp kem konuşunca,enerji kaybolur.Yüreğimiz soğur.
***Evren yuvarlak;çemberde iki yay var.Biri yükselen,biri alçalan.Her insan durmadan hareket halinde.Bazısı iner,bazısı çıkar.Yükselmek istiyorsan,en çok kendini eleştir.Kendi hatalarını görmeyen asla iyileşemez.